Kategori arşivi: İyileştiriciler

Dostluklardan destek almak

İhmal ve istismarın hatıraları ile uğraşırken yalnız kalmak, insanlardan kaçınmak, dinlenmek için kalabalıktan uzak durmak iyi seçeneklermiş gibi gelebilir. Hatırlamalar bedeni, zihni ve duyguları yorduğundan yalnızlığa kaçmak tercih edilebilir. Ancak benim deneyimim yalnızlığa kaçmanın o kadar da iyi olmadığını gösterdi. Eski sosyalliğimin yerini alan yalnızlık ve hatırlamalarla yalnız başına uğraşmaya çalışmak beni oldukça depresifleştirdi. Bu yüzden böyle bir süreçte yalnızlığa kaçmamak, mümkün olduğunca güvenli bir kalabalıktan destek almak, açık hava yürüyüşleri, dost sohbetleri ve sosyal etkinliklerden faydalanmak hatırlamalarla boğuşurken ayaklarınızın yere daha güçlü basmanızı sağlayabilir.

Sanattan destek Almak

Sanatın herhangi bir dalı ile uğraşmak terapik bir etkinliğe dönüşebilir. Ben sevdiğim nesnelerin, çiçeklerin resimlerini çizmeyi sağaltıcı bir etkinlik haline getirdim. Her gün bir rutin olarak yarım saat kadar resim yaptım. Hem renklerle uğraşmak, hem sevdiğim bir şeyin kağıda işleme gayreti zihnimin pozitif kısmını harekete geçirmeye yaradı. kendimi en kötü hissettiğim anlarda bile kendimi bunu yapmaya zorladım. Her seferinde masaya oturan ruh halim ile kalkarken hissettiğim ruh halim arasında büyük bir fark oldu.

Siz de uğraşmaktan keyif aldığınız bir uğraşı bu sürece bir rutin olarak eklemleyebilirsiniz.

Şifalı bir Kitap: Boşluk

Çocuk kitapları bazen yetişkinler için de şifa bulmanın aracı olabiliyorlar. Boşluk ise bunlar içinde en başta gelenlerden. Kitap her yetişkin ve çocuk için bir şifalanma aracı. Ve basit ve temel bir mesajı var: “içine bak”.

Kitaptan:
Julia küçük bir evde, sıradan, huzurlu bir hayatı sürdüren küçük bir kız çocuğudur. Günün birinde her şeyini ansızın kaybettiğinde içinde kocaman bir boşlukla kalakalır. Bu boşluktan soğuk girmektedir, içinden canavarlar çıkmakta, boşluk her şeyi yutmaktadır. Julia bu korkunç boşluğu tıkamaya çalışır. Tıkaçlar bulmaya çalışır ama günün birinde çok yorulur. Ta ki, bir ses ona dışarıya değil içine bakmasını söylene kadar.

Boşluk, çocukların, hatta yetişkinlerin baş etmekte ve tarif etmekte zorlandıkları birçok şeyi basit etkileyici çizimlerle ve yalın cümlelerle aktarıyor. Hem çocuklara hem de yetişkinlere kendi içlerinden bir çözüm yolu gösteriyor.

yeni bir melodi yaratmak

İstismar geçmişi büyük bir değersizlik hissinin içinize yerleşmesini de birlikte getiriyor. Hatırlamalar (“flash back”ler) başladığında ise bu değersizlik duygusu baş edilmez bir boyuta ulaşabiliyor. Benim deneyimimde sürekli ölüm tehditine maruz kalmanın yanı sıra “sana kimse yardım edemez”, “seni kimse kurtaramaz”, “senin için kimse bir şey yapmaz” gibi cümleler zihnime kazınmıştı. Bu sözler duyduklarım mıydı yoksa yaşadıklarımdan sonra içselleştirdiklerim miydi bilmiyorum ama düşünce biçimimin parçası haline gelmişlerdi.

Desteğe ihtiyaç duyduğumda, bir şey yaparken hep onlar konuşuyorlardı. Bunları fark ettikten sonra yerlerine şu cümleyi koymaya çalıştım “sen de herkes kadar değerlisin”. Kahraman olmak ya da müthiş şeyler keşfetmek gerekmiyordu. Herkes kadar iyi olanı hak ettiğine kendini inandırmak yaşamımı köklü bir şekilde kolaylaştırdı.

4 yaşındaki ben derinden yaralanmıştım. Üstüne üstlük kötü şeyleri hak ettiğime iyi şeylere ise hakkımın olmadığını içselleştirmiştim. Bu keşif sürecinde kendime, kendi içimdeki çocuğa, benim de öyle davranmış olduğumla yüzleşmek biraz kalp kırıcıydı. Ancak şimdi içimdeki çocuğa tüm çocuklara yapacağım özenle yaklaşıyor ve ihtiyaçlarını tanıyorum. İçimde yükselen, onu zedeleyen seslerin yerine her çocuğun hak ettiği neşeli bir melodiyi koymaya çalışıyorum.
Kolay değil ama denemeye değer.

İlmek ilmek bir battaniye örmek

Battaniye benim için sıcaklığı ve rahatlığı çağrıştırıyor. Mesela bir kış günü sıcak çikolata içip battaniye altında tembellik yapmayı ya da yağmurlu bir günde gamsız telaşsız evde olmayı. Üstelik tığ ile battaniye örmek, sürekli sayı saymayı gerektirdiğinden zihin battaniye dısında bir şeye odaklanamıyor. Ben nefes alamaz, zihnimi karanlık düşüncelerden kurtaramadığım anlarda battaniyeler ördüm. İlkinin adı zor zamandı. Darda olduğum günlerde iyi günler gelecek diyerek ördüm. İkincisinin adı yaşamdı. İstismar anıları o kadar ölüm ve yok olma düşüncesi taşıyordu ki zihnime, hayata tutunmanın yolu oldu. 3.sünün adı ise anka. Benim için küllerinden yeniden doğmayı anlatıyor. Peki sizin battaniyenizin adı ne olacak?